Şantiye binaları, hızlı kurulum ve taşınabilirlik gibi avantajları nedeniyle inşaat sektöründe sıkça tercih edilmektedir. Ancak, bu binaların sağlam ve güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için uygun bir temel üzerine inşa edilmesi son derece önemlidir. Nitekim prefabrik şantiye binaları genellikle geçici olarak kurulur. Ancak maden gibi alanlarda kalıcı olarak kurulan modelleri de bulunmaktadır. Binanın inşa edileceği alanın zemin etüdü mutlaka yapılmalıdır. Zemin etüdü, toprağın taşıma kapasitesini, su seviyesini ve zemin özelliklerini belirleyerek uygun temel tipinin seçilmesine yardımcı olur. Bu aşama, ileride oluşabilecek çökme ve çatlama gibi olumsuz durumların önüne geçer. Zemin etüdünün ardından, temel alanı düzleştirilir ve gerektiğinde stabilize edilir. Zemin, gerekli sıkıştırma işlemleri ile yeterli taşıma kapasitesine getirilmelidir. Bu süreçte su yalıtımı ve drenaj sistemlerinin kurulumu da göz önünde bulundurulmalıdır.
Şantiye binalar için kullanılabilecek birkaç farklı temel türü bulunmaktadır. Beton plaka temel türü, zeminin üzerine dökülen geniş bir beton plakadan oluşur. Plaka temel, eşit yük dağılımı sağlayarak zeminle temas eden geniş yüzeyi sayesinde binanın stabilitesini artırır. Genellikle, zeminin taşıma kapasitesinin yüksek olduğu durumlarda tercih edilir. Şerit temel, binanın duvarlarının altına dökülen uzun, dar beton bantlardan oluşur. Bu temel tipi, yapının yükünü daha dar bir alana yayar ve zeminin taşıma kapasitesinin daha düşük olduğu alanlarda kullanılabilir. Şerit temel, binaların belirli bölümlerinin ekstra desteklenmesini sağlar. Zemin koşullarının çok zayıf olduğu alanlarda, kazıklı temel kullanımı tercih edilir. Kazıklar, zeminin derinlerine yerleştirilerek binanın yükünü daha sağlam katmanlara iletir. Bu temel türü, özellikle yüksek yer altı su seviyelerinin olduğu bölgelerde oldukça etkilidir.
Seçilen temel türüne uygun olarak, kalıplar hazırlanır ve beton dökümü yapılır. Betonun kalitesi ve döküm işleminin doğru yapılması, temelin dayanıklılığı açısından kritiktir. Betonun yeterli mukavemeti kazanması için uygun kür süresi beklenmelidir. Temelin su yalıtımı yapılmalı ve uygun drenaj sistemleri kurulmalıdır. Bu, temelin su etkilerinden korunmasını ve uzun ömürlü olmasını sağlar. Özellikle yer altı su seviyesinin yüksek olduğu alanlarda bu aşama büyük önem taşır. Temel inşası tamamlandıktan sonra, mühendisler ve denetçiler tarafından gerekli kontroller yapılmalıdır. Temelin, projeye ve standartlara uygunluğu teyit edilmeli, herhangi bir sapma varsa gerekli düzeltmeler yapılmalıdır.
Bu yapılar, hızlı ve ekonomik çözümler sunmaları nedeniyle eğitim alanında da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Geleneksel inşaat yöntemlerine kıyasla daha kısa sürede tamamlanabilen ve maliyet açısından avantaj sağlayan bu yapılar, okullar, kreşler, derslikler ve laboratuvarlar gibi çeşitli eğitim binaları için ideal bir seçenek oluşturur. Özellikle artan öğrenci sayısına hızlı bir şekilde cevap verebilmek için okullar tarafından tercih edilir. Birkaç hafta içinde tamamlanabilen okullar, öğrencilere modern ve güvenli bir öğrenme ortamı sunar. Geleneksel okul binalarına göre daha düşük maliyetli olan bu yapılar, bütçesi sınırlı olan eğitim kurumları için cazip bir alternatiftir. Ayrıca, düşük bakım maliyetleri ve enerji verimliliği de uzun vadede ekonomik avantajlar sağlar.
Bu binaların modüler yapısı, okulun büyüme ve değişen ihtiyaçlarına kolayca uyum sağlar. İhtiyaç duyulduğunda ek derslikler veya laboratuvarlar eklemek mümkündür ve çocukların güvenliği ve konforu düşünülerek tasarlanabilir. İyi yalıtılmış ve havalandırılmış yapılar, sağlıklı bir oyun ve öğrenme ortamı sunar. Bu yapılar, spesifik ihtiyaçlara göre özelleştirilebilir. Bilim laboratuvarları, bilgisayar odaları veya sanat atölyeleri gibi farklı eğitim alanlarına yönelik özel tasarımlar yapılabilir. Özellikle kısa süreli projeler veya geçici ihtiyaçlar için, laboratuvarlar ve atölyeler taşınabilir çözümler sunar. Bu, okulların ve üniversitelerin esnek planlama yapabilmesini sağlar.
Sağlık sektörü, hızla değişen ve gelişen ihtiyaçlara hızlı yanıt verebilmek için bu binaların avantajlarından yararlanmaktadır. Hastaneler, klinikler, acil durum üniteleri ve laboratuvarlar gibi sağlık tesisleri, bu yapılar sayesinde kısa sürede inşa edilerek hizmete açılabilir. Ayrıca çoğu hastane bölgesinde prefabrik yemekhane gibi yapılarda kullanılmaktadır. Bu hastaneler ve klinikler, afet bölgelerinde veya acil ihtiyaç duyulan alanlarda hızlı bir şekilde kurulabilir. Bu binalar, sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlı olduğu bölgelerde geçici veya kalıcı çözümler sunar. Deprem, sel veya salgın hastalıklar gibi acil durumlarda, sahra hastaneleri ve üniteleri hızla kurulabilir. Bu yapılar, kriz anlarında sağlık hizmetlerinin kesintisiz devam etmesini sağlar.
Bu yapılar, dayanıklı malzemelerden üretildiği için zorlu koşullara dayanabilir. Bu özellik, acil durumlarda sağlık personeli ve hastalar için güvenli bir ortam sunar. Sahra hastaneleri ve acil durum üniteleri, ihtiyaç duyulan bölgelere kolayca taşınabilir. Bu taşınabilirlik, afet yönetimi ve acil sağlık müdahalelerinde büyük avantaj sağlar. Ayrıca laboratuvarlar kurulabilir ve buralarda kısa süreli projeler veya geçici ihtiyaçlar için hızlı bir çözüm sunarken, kalıcı laboratuvarlar olarak da kullanılabilir. Bu esneklik, araştırma projelerinin kesintisiz devam etmesini sağlar. Bu yapılar, enerji verimliliği sağlayan modern malzemelerle inşa edilir. Bu da laboratuvar ve araştırma merkezlerinin işletme maliyetlerini düşürürken çevresel etkilerini de minimize eder.