Tarihte, ülkemiz pek çok büyük depreme tanık olmuştur. Geldiğimiz şu yıllarda artık insanlar sağlam ve dayanıklı yapılar satın almak istiyor. Bu kapsamda hem çocuklarımızın güvenliği, hemde öğretmenlerimizin güvenliği için prefabrik okul binaları tercih edebiliyorlar. Dünya’da ise bu okullar, verimlilikleri ve esneklikleri nedeniyle giderek daha fazla ülkede kullanılmaktadır. Çünkü bu yapılar depreme dayanıklı olduğu gibi pek çok farklı doğal afetlere de dayanıklıdır. Çocuklara ve eğitimcilere hizmet eden bu yapılarda, deprem bölgesinde kuruluyorsa güvenliğini sağlamak deprem durumunda bir zorunluluktur.
Bu okullar üretilirken, çeşitli sıkı güvenlik standartlarına uygun, yüksek mühendislikle üretilmektedir. Hatta bu yapıların üretilmesinden önce mimari ve mühendislik açıdan AR-GE çalışmaları yapılmaktadır. Bu sebeple şiddetli rüzgarlar, dolu ve depremlere karşı dayanıklı ve uzun ömürlü yapılar üretilmektedir. Keza teknoloji geliştiği için bu evlerin birçoğunda çelik çerçeveler, takviyeli bağlantılar ve sismik kuvvetleri emen modüler bileşenler bulunur. Malzemeler ve tasarımlar, çökme riskini olabildiğince azaltmayı ve yapının güçlü depremlerde bile stabil kalmasını amaçlamaktadır.
Taşınabilir ev veya okulların zemini düz ve sağlam olmalıdır. Depreme dayanıklılığın çok önemli bir yönü, yapının temele nasıl sabitlendiğidir. Bu okullar, binanın sağlamlığını sağlamak için gelişmiş ve çeşitli zemin çeşitleri bulunmaktadır. Bu zeminler sayesinde yapının, sismik aktiviteden kaynaklanabilecek yer değiştirmesini veya devrilmesini önler. Bu sayede size güvenlik hissiyatı katar. Bu binaların nispeten hafif yapısı depremler sırasında bir avantaj sağlar. Daha ağır yapılar, sismik aktivite sırasında daha büyük bası kuvveti oluşturarak hasar riskini artırır. Bu yapılar veya okullar daha geniş bir alana yayıldığı ve daha hafif oldukları için daha az yapısal stres oluşturur ve aynı koşullar altında daha az hasar alırlar.
Depreme dayanıklı yapılar, tasarım açısından esnektir. Bu tür modüler tasarımlar, binanın sismik dalgalara karşı doğrudan direnç göstermek yerine hafifçe hareket etmesini sağlar. Bu esneklik, kuvvetlerin daha eşit bir şekilde dağıtılmasını sağlar ve dolayısıyla hasar olasılığını azaltır. Bu kapsamda üreticiler, tasarımlarını ve yerel sismik standartlara uyumlarını sağlamak için yapı mühendisleriyle birlikte çalışır. Bu sayede, yapıyı satın alan ve yapı içerisinde bulunan insanlar için güvenliği ve ayrıca yapının dayanıklılığını sağlarlar.
Taşınabilir yapılar, özünde çok fazla avantaj sağlamaktadır. Aynı şekilde bu yapılar deprem sonrasında da kullanılır ve bu açıdan avantajlara sahiptir. Bir yapıda hasar olması durumunda, modüler parçalar kesintiyi en aza indirmek için kolayca değiştirilebilir veya onarılabilir. Bu hızlı onarım sayesinde bir okulda eğitimin minimum gecikmeyle devam etmesini sağlar. Bu yapılar, depreme dayanıklı olsa da, bu dayanıklılık çeşitli faktörlere bağlıdır. Bunlardan birisi de malzeme kalitesidir. Düşük kaliteli malzemeler kullanmak güvenliği tehlikeye atabilir. Ardından Montaj doğru şekilde yapılmalı ve yapının rutin bakımları ve temizliği yapılmalıdır.
Bu yapılarda gelişmiş malzemeler, mühendislik teknikleri ve sismik yönetmeliklere uyulması yoluyla tasarım gereği depreme dayanıklıdır. Nitekim prefabrik kreş bina modelleri tasarımında bulunan hafif, esnek ve modüler yapıları depreme dayanıklılıklarına katkıda bulunur. Uygun üretim ve bakımla, bu yapılar depreme eğimli bölgelerde bile güvenli bir öğrenme, çalışma ve yaşama ortamı sağlayacaktır. Bunlara ek olarak bu yapılar pek çok farklı tasarımda üretilebiliyor. Deprem sonrasında yollar ve birçok kamu kurumunun binası yıkılabiliyor veya kullanılmaz hale gelebiliyor. Bu kapsamda bu yapılar çok hızlı bir şekilde kurulabilir ve kurulabilmektedir. Deprem sonrasında birçok hayırsever marka bu yapılardan satın alarak bölgeye yolluyorlar.
Deprem sonrasında kurulan bu yapıların bazıları büyük bazıları küçük olabiliyor. Bölgeye gönderildikten sonra depremzedeler için geçiçi konaklama alanı, doktorlar ve hemşireler için sağlık ocağı, yemekhaneler veya yatakhaneler gibi pek çok farklı yapı türü bu alanlarda kullanılabiliyor. Depremzedelerin kullanımına sunulan deprem konutları gibi yapıları, halen bazı deprem bölgelerinde görebilirsiniz. Deprem, ülkemizin her yerinde olabiliyor. Ülkemizin bir gerçeği. Deprem karşısında yapabileceğimiz tek şey hazırlıklı olmak. Bu yapıları kullanarak daha hazırlıklı olabilirsiniz. Çünkü bu yapılar en fazla iki katlı yapılabilmektedir. Buna okullarda dahildir. İki katlı yapılmasının en büyük nedeni ise depreme dayanıklı olmasıdır. Çünkü bir yapı geniş ve kısa olursa o kadar dayanıklı olabilir. Bunlara ek olarak bu yapılar yangın, dolu, sert rüzgarlar ve deprem gibi pek çok farklı doğal afetlere dayanıklıdır.